Konuyu Değerlendir
  • 0 Oy - 0 Ortalama
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Meme Kanseri ve Rehabilitasyonu
#1

Meme Kanseri ve Rehabilitasyonu


    Kanser; vücudun farklı alanlarındaki hücrelerin anormal ve kontrolsüz olarak büyüyüp çoğalması ve bu duruma eşlik eden tümör ile karakterize bir hastalıktır. Meme kanserinin sıklığı, tüm dünyada artmakta iken, mortalitesi gelişmiş ülkelerde tanı ve tedavi için kullanılan yöntemlerin gelişmesine paralel olarak azalmakta, düşük-orta gelirli ülkelerde artmaktadır (1).

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınlarda en sık görülen ve ölüm nedeni olan kanser tipidir. Meme kanseri, tüm kadın kanserlerinin yaklaşık % 23’ünü, kansere bağlı ölümlerin ise %14’ünü oluşturmaktadır.

Türkiye’de insidansı 1993’te 24/100,000 iken, 2010’da 50/100,000’e çıkmıştır. Ortalama yaşam süresinin uzaması, yaşam tarzının (çevresel faktörler, beslenme, egzersiz, stres) değişmesi, tarama çalışmalarının yaygınlaşması ve hastaneye başvuru sayısındaki artışlar meme kanseri insidansında artışın başlıca sebepler olarak sayılabilir.(1,2)


[Resim: sf1i0H.png]



Risk Faktörleri

Meme kanserinin nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte, kalıtsal, çevresel, hormonal etkenlerin neden olduğu düşünülmektedir. Ailesinde meme kanseri olan kadınlar önemli bir risk grubunu oluşturmaktadır. Eğer kadının 1. dereceden yakınında varsa 1.7-2.5  kat, 2. dereceden yakınında varsa 1.5 kat artmaktadır. Anne ve kız kardeşlerde iki taraflı meme kanseri varsa bu risk 5-6 katına çıkmaktadır. (3)

·  Kadınların hiç gebe kalmaması ve emzirmemiş olması
·  Viral kanserojenler
·  Eksojen östrojen alınması
·  Kronik psikolojik zorlanmalar
·  Radyasyon
·  İmmün yetmezlikler
·  Kimyasal maddeler ve ilaçlar
·  Beslenme alışkanlıkları
·  Sürekli alkol alınması
·  Şişmanlık
·  Daha önce endometrium kanseri geçirenler
·  Daha önce bir memesi kanser olanlar
·  İleri yaş grubu kadınlar

 


Meme kanseri belirtileri nelerdir?

·  Meme başından kanlı veya şeffaf akıntı
·  Memede veya koltukaltında ağrılı ya da ağrısız ele gelen kitle
·  Meme başının içeri doğru çekilmesi, çökmesi veya şekil bozukluğu
·  Meme başı derisinde soyulma, kabuklaşma
·  Meme cildinde yara, kızarıklık veya içeri doğru meme çekilmesi
·  Meme cildinde portakal kabuğu görünümü benzeri ödem, şişlik ve içe doğru çekintiler olması
·  Memede büyüme, şekil bozukluğu veya asimetri ya da renginde değişiklik

 
Tedavisi

Meme kanseri, hastalığın yaygınlığına göre değişen tekniklerde uygulanan cerrahi, radyoterapi (RT), kemoterapi (KT) ve hormon terapi kombinasyonlarıyla (HRT) tedavi edilir.

Günümüzde meme kanseri cerrahisinde modifiye radikal mastektomi (MRM) ve meme koruyucu cerrahi (MKC) yöntemleri sıklıkla kullanılmaktadır. MRM, memenin tamamı ve koltuk altındaki lenf nodlarının alındığı, pektoralis major kasının korunduğu, MKC ise tümör ile birlikte çevresindeki bir miktar sağlam meme dokusunun çıkartılması (geniş lokal eksizyon, lumpektomi) ve aksiller lenf nodlarından meme ile ilgili olanlarının örneklenmesi işlemlerini içeren cerrahi yöntem tipidir. Her iki cerrahi yöntem de üst ekstremite morbiditesine neden olabilmektedir (6).


Cerrahi sonrası görülen kas - iskelet sistemi problemleri

Cerrahiye bağlı doku bütünlüğünün bozulması, omuz eklem kapsülünde gerilmeler, ağrı, nöral hasar, özellikle pektoralis major ve minör kaslarının çıkarıldığı mastektomi operasyonlarından sonra el kavrama gücünde azalma ve göğüs duvarında zayıflama hastanın omuz ve kol hareketlerini sınırlamaktadır. 

-Omuz ağrısı ve eklem hareket kısıtlılığı, 
-Üst extremite kas gücü kaybı, 
-Aksiller veya lateral göğüs duvarı duyu kaybı ve 
-Lenfödem meme cerrahisi sonrası üst ekstremitede morbidite ve disabiliteye neden olan kas-iskelet sistemi problemleridir (6).

[Resim: SUP9Lx.png]


Meme Kanseri ve Lenfödem

Meme kanseri olan hastaların karşılaştığı baş edilmesi en zor problemlerden birisi de meme kanseri ilişkili lenfödemdir (MKİL). Lenfödem lenfatik sistemdeki yetersizliğe bağlı olarak kolda, elde ve/veya göğüs duvarında proteinden zengin interstisyel sıvı birikimi olarak tanımlanmaktadır. Aksiller lenf nodu diseksiyonu, kemoterapi, radyoterapi, operasyon sonrası operasyon bölgesinde enfeksiyon gelişmesi ve obezite MKİL için tanımlanmış risk faktörleridir.

Lenfödem kozmetik deformitelere, fonksiyonel kayıplara ve psikolojik bozukluklara neden olabilir. Hastanın ev, iş, sosyal ve seksüel yaşamını dolayısıyla da yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Lenfödemli kolda;

-duyusal bozukluklar, 
-şişlik, ağrı, 
-güç kaybı, 
-elde ve bilekte esnekliğin azalması, 
-hareket kısıtlılığı, 
-dolgunluk hissi, 
-enfeksiyona yatkınlık ve 
-ciltte hassasiyet gelişmektedir. (7)

Lenfödem kronik, yaşam boyu devam eden bir süreçtir ve tedavide tam kür yerine lenfödemin kontrol altına alınmasından söz edilebilir. Bu nedenle meme kanserli hastaların lenfödem konusunda bilgilendirilmesi, risk faktörlerinin belirlenmesi ve kontrol altına alınması lenfödemin önlenmesi açısından oldukça önemlidir.

[Resim: XSxxbq.png]

Evreleme yöntemi ile lenfödem sınıflandırması:

Evre 1: ödem yumuşaktır, gode bırakır ve ekstremitenin eleve edilmesiyle geçici olarak azalır (geriye dönüşümlü lenfödem),
Evre 2: ödem daha serttir, gode bırakmaz, ekstremitenin elevasyonu ile azalmaz (geriye dönüşümsüz lenfödem),
Evre 3: lenfödemin ilerlemiş halidir, elefantiazis, masif hiperkeratoz ve ülserasyonlar oluşabilir (geriye dönüşümsüz lenfödem). (7)
Evre 4: Steward Treves Sendromu
Obez kişilerde lenfatik sistem ve dolaşım sistemi arasında dengesizlik oluştuğu ve lenfatik akım yavaşladığı için bu kişilerin lenfödeme yatkın oldukları ileri sürülmüştür. Bu nedenle lenfödemin önlenmesinde ve lenfödem tedavi planında kilo kontrolüne yer verilmelidir. Hastalar, operasyondan sonra lenfödem gelişme riski nedeniyle kilo almama yönünde uyarılmalı ve beden kitle endeksi yüksek hastalar kilo vermeleri için teşvik edilmelidir.

Memenin Lenf Drenaj

Meme kanseri metastazlarını çoğunlukla lenf yolları ile yayarlar. Organizmadaki her organ ve dokuların malign hastalıklarında, özellikle ameliyatlarında rejional ağ ve sentinel (prensipal) lenf nodu anatomisi bilinmeden, çok özenle disseksion yapılmayan ameliyat radikal olamaz. Aksi durum bölgesel parsiel rezeksion veya ampütasyon olur. Tedavinin seçiminde etkili olduklarından, her organda olduğu gibi, memenin de lenf sisteminin bilinmesi çok, ama çok önem taşır. Memede lenf damarları iki plexus yapar:

1. Subareolar plexus areola altındadır.

2. Derin plexus. Memenin arkasında ve musculus pectoralis major önündedir.

Aciniler stromadaki kılcal lenf damarlarının meydana getirdiği küçük plexus’lerle sarılıdır. Bu 11 adet plexus’lerden çıkan lenf damarlarının bir bölümü birbirleri ile birleşerek daha büyük lenf damarları halinde meme kanallarını izler ve sub-areolar plexuse açılır. Lenf damarlarının diğer bir bölümü memenin arka yüzünde bulunan derin plexuse açılır. Meme derisini drene eden deri lenfatikleri ise subareolar plxus ile bir çok anastomoz yapar. Plexuslerden çıkan ana lenf damarları başlıca üç yolla memenin bölgesel lenf bezlerine ulaşırlar.

1. Aksiller Yol: Sub-areolar plexustan çıkan lenf damarları m. pectoralis majorun dış kenarı boyunca ilerleyerek koltuk altı lenf bezlerinin çeşitli seviyelerinde yer alan subpektoral, apikal, santral, lateral ve sub-scapular gruplarına dökülürler. Sonuçta memenin lenf damarlarının %75’i aksilla lenf nodüllerinde sonlanırlar.

2. Transpektoral Yol: Memenin derin plexusunden çıkan lenf damarları m. pektoralis major’u delip geçtikten sonra iki m. pektoralis major arasında yer alan interpektoral lenf nod’larına, bir kısmı da supraklaviküler lenf nod’larına dökülür.

3. Mammaria İnterna Yolu: Mammaria interna lenf bezi gurubu göğüs duvarının arka yüzeyinde, plevranın önünde, arteria mamaria interna’nın yanında ve 1. 2. 3. 4. interkostal aralığın sternuma yakın kısmında yer alır. Sub-areolar plexusun santral ve medial bölgelerinden çıkan bir kısım lenf damarları ile derin plexustan çıkan lenf damarlarının çoğu m. pectoralis majör, minor ve interkostal kasları geçtikten sonra mamaria interna lenf nod’larına varırlar.

[Resim: QLLuP3.png]

Meme lenfatiklerinin ikincil yolları;

- Meme derisi lenfatikleri, karşı taraf derinin lenfatikleri ile birleşir. Böylece bir memede başlayan kanser öteki memeye veya koltuk altına yayılabilir.

- Memenin alt iç kadran lenfatikleri linea alba üzerindeki ince delikler aracılığı ile periton boşluğuna açılabilir. Memenin alt iç kadran kanserleri bu yolla karaciğere ve pelvis organlarına metastas yapabilir. Her iki mammaria interna lenf zincirleri arasında ince bağlantılar sayesinde bir taraftaki metastaslar kolayca öbür tarafa geçebilir. (15)

Lenfatik fonksiyondaki bozulma, etkilenen bölgedeki otoimmün denetimin azalmasına ve enfeksiyon riskini artmasına neden olur. Psöriazis, egzema, dermatit, herpes zoster gibi durumlar da inflamatuar cevaba neden olur ve kontrol altına alınmadığı takdirde lenfödem oluşumunu tetikleyebilir. Herpes Zoster, dorsal ganglion hücrelerinde latent olarak kalan varicellazoster virüsünün reaktivasyonundan kaynaklanan deride ağrı ve veziküllerle karakterize viral bir hastalıktır. Literatürde çok az veri olmasına rağmen, meme kanseri tanısı varlığında Herpes Zoster oluşma riskinin yaklaşık olarak iki kat arttığı bildirilmektedir. Meme kanseri cerrahisi sonrası özellikle geniş alana yapılan radyoterapi uygulamaları geçici immunsupresif etki sebebiyle Herpes Zoster görülme riskini de artırmaktadır.


Değerlendirme

Hastalar yaş, boy, kilo, vücut kitle indeksi (VKİ, kg/m2 ), mesleki ve eğitim durumu operasyon sonrası geçen süre (ay), tutulan taraf, dominant taraf, sigara kullanımı ve ailesinde meme kanseri varlığı açısından sorgulanmalıdır.(6)

Ağrı Düzeyi
İstirahat ve hareket sırasındaki omuz ağrı varlığı ve şiddeti vizüel analog skala (VAS) ile değerlendirilir.

Omuz Eklem Hareket Açıklığı (EHA) Ölçümü
Her iki omuz aktif EHA gonyometre ile ölçülür. Fleksiyon ve abdüksiyon EHA hastalar sırt üstü yatar pozisyonda, ekstansiyon EHA yüz üstü yatar pozisyonda, iç ve dış rotasyon EHA ise hastalar sırtüstü yatar pozisyonda omuz 90° abduksiyon ve dirsek 90° fleksiyonda iken ölçülmelidir. 

Omuz Kas Gücü (OKG) Ölçümü
Her iki OKG, el dinamometresi (Baseline Push-Pull Dynamometer, Digital hydraulic, New York, USA) kullanılarak ölçülür. Fleksiyon, ekstansiyon ve abdüksiyon OKG oturur pozisyonda, iç ve dış rotasyon OKG ise sırtüstü yatar pozisyonda ölçülür.

Fleksiyon OKG: Omuz 90° fleksiyonda, dirsek tam ekstansiyonda iken dinamometre humerus epikondil proksimaline yerleştirilerek ölçülür.
Ekstansiyon OKG: Omuz 90° fleksiyonda, dirsek tam fleksiyonda iken dinamometre humerus epikondil proksimaline yerleştirilerek ölçülür.
Abdüksiyon OKG: Omuz 45° abdüksiyonda, dirsek ekstansiyonda iken dinamometre humerus lateral epikondil proksimaline yerleştirilerek ölçülür.
İç ve Dış Rotasyon OKG: Omuz 45° abdüksiyonda, dirsek 90° fleksiyonda iken dinamometre radius stiloid proçes proksimaline yerleştirilerek ölçülür.

El Kavrama Gücü (El KG) Ölçümü
El kavrama gücü Jamar hidrolik el dinamometresi (Jamar, Sammons Preston, Bolingbrook, Illinois, USA) kullanılarak ölçülür. Hastaların her iki el KG’leri; dirsek 90° fleksiyonda, ön kol nötral pozisyonda iken değerlendirilir.

Lenfödem Değerlendirmesi
Operasyon uygulanan ve uygulanmayan üst ekstremiteler arasındaki çevresel ölçüm farkları önkol ve kolda yapılan ölçümlerle değerlendirilir. Bunun için, el bileği 10 cm proksimali ve lateral epikondil hizasından dirseğin 10 cm proksimali seçilerek, mezura ile çevresel ölçümler yapılır. 1,5-3 cm arasındaki fark minimal ödem, 3-5 cm arası fark orta derece ödem, ≥5 cm fark ciddi derecede ödem olarak değerlendirilebilir.

El fonksiyonu değerlendirmesi
Nine Hole Peg Testi kullanılır (Şekil 1). Bu gereç bir kare platform ve saklama kutusundan oluşan bir düzenektir. Kare şeklinde alanda 9 delik ve bu delikler için uygun 9 silindir mevcuttur. Hastalardan 9 silindiri hızlı bir şekilde saklama kutusundan alıp, deliklerin içine, sonra tekrar saklama kutusuna yerleştirmeleri istenir. Bu sırada kronometere ile süre saniye olarak ölçülür.(13)

[Resim: AKoxCo.png]

Duyu değerlendirmesi
Semmes-Weinstein monofilaman testi ile değerlendirilir. Semmes-Weinstein monofilaman testi duysal problemleri ortaya koymak için kullanılan ve dokunma eşiğini objektif olarak ölçen bir tanı testidir. Bu testte 4 farklı güç seviyesindeki monofilaman seti ile hastalar değerlendirilir. Hasta oturur pozisyonda yapılıp, test öncesi hastalar test hakkında bilgilendirilmelidir. Hastalardan gözlerini kapamaları, başlarını uygulama bölgesinden ters tarafa çevirmeleri ve dokunmayı hissettiklerinde sözel olarak yanıt vermeleri istenir. Teste en hafif monofilaman ile başlanmalıdır. İlk iki kalınlıktaki monofilamanlarda iki dokunmadan birini hissediyorsa o monofilaman kaydedilir. Eğer hissetmiyorsa, daha kalın olan filamana geçilip benzer şekilde uygulama yapılır. (7)

Bireylerin fiziksel aktivite düzeyinin değerlendirilmesi
Uluslararası Fiziksel Aktivite Anketi - kısa form (IPAQ) ile değerlendirilir. IPAQ; oturma, yürüme, orta düzeyde şiddetli aktiviteler ve şiddetli aktivitelerde harcanan zaman hakkında bilgi sağlamaktadır.

Olguların depresyon düzeyinin değerlendirilmesi
Beck Depresyon Envanteri (BDI) ile değerlendirilebilir.


Yaşam kalitesi
Lenfödeme özgü yaşam kalitesinin değerlendirilmesi için yaşam kalitesinin fiziksel, psikolojik ve fonksiyonel alt boyutlarını ölçen, her bir sorusunun skoru 0 ile 4 puan arasında değişen (0 = bozukluk yok, 4 = ciddi bozukluk) ve toplamda 18 sorudan oluşan Lenfödem Yaşam Etki Skalası (LYES) kullanılır


Fizyoterapi ve Rehabilitasyon

     Kanser tedavilerinin uzun sürmesi ve tedavinin yan etkileri, özellikle aerobik kapasitenin azalması ile kas kuvveti, esneklik ve vücut kompozisyonu ve sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi parametrelerinde azalmaya yol açmaktadır. Onkolojik tedaviler sırasında uygulanan egzersiz programları bireyleri fiziksel, fonksiyonel, kognitif ve psikolojik açılardan desteklemektedir. Kemoterapi boyunca hastanın sistemik sorunları, laboratuvar değerleri, yüksek ateş gibi bulguları egzersiz programının tipi, şiddeti, süresi, mobilizasyon durumu üzerinde değişikliklere neden olabilmektedir (5).

Tedavi süreci devam eden meme kanserli bireylerde kaygı ve depresyon düzeyinin artması sık rastlanan durumlardandır. Meme kanserli kadınlarda depresyon görülme sıklığının incelendiği kohort çalışmada tanı ve tedavi dönemi değer % 33, üç ay sonrası değer % 24 ve bir sene sonrası değer % 15 olarak belirtilmiştir.(10)

Rehabilitasyon programları kapsamında düzenli olarak aerobik egzersizlere devam edilmesi durumunda kemoterapinin yan etkilerinin azaldığı, bireyin yaşam kalitesinin arttığı ve psikolojik problemlerin görülme sıklığının azaldığı kanıtlanmıştır (3,5). Meme kanseri tanısı sonrası egzersiz programlarının uygulanması, cerrahi sonrası vücut kompozisyonun geliştirilmesinde, depresyona yatkınlığın azaltılmasında, radyasyon ve kemoterapinin yan etkileri ile başa çıkmada, fizyolojik sağlığı iyileştirmede, fiziksel fonksiyonun geliştirilmesinde ve kilo alımının engellenmesi ile kas ve kemik kaybını azaltmada önemlidir.(11)

Tedavi sürecine paralel olarak; yorgunluk şikayetini azaltmak, fiziksel aktivite düzeyini ve fonksiyonel kapasiteyi artırmak amacıyla bireyi egzersiz programlarına yönlendirmek hastalık süreciyle başa çıkmada önemli bir yaklaşım olacaktır.

Meme kanseri rehabilitasyonunda bireylerin egzersizi rahat tolere edebilmesi ve yorgunluk şiddetini artırmaması sebebiyle, aerobik egzersizler önemli bir yere sahiptir.

Kompleks boşaltıcı Fizyoterapi (KBF)

Kompleks Boşaltıcı Fizyoterapi (KBF), lenfödemde önerilen altın standart tedavi yaklaşımıdır. KBF, tedavi fazı ve koruma fazı olmak üzere iki fazdan oluşur.
Tedavi fazının komponentleri; manuel lenf drenajı (MLD), kompresyon bandajı, cilt bakımı ve egzersizdir.
Koruma fazı ise self drenaj, özel kompresyon giysileri, cilt bakımı ve egzersizden oluşmaktadır.
Lenf sıvısının fonksiyon gören lenf damarları ile lenf nodüllerine iletilmesi sağlamak için özel bir masaj tekniği olan MLD ile cildi geren yumuşak ve ritmik hareketler uygulanır. Öncelikle merkezi tedavi olan boyun drenajı daha sonra ventral ve dorsal bölgeden interaksillar ve aksillo-inguinal anastomoz yolları oluşturulduktan sonra kol tedavisi uygulanır. Son olarak anastamozların üzerinden drenaj tamamlanır. Daha sonra pH’ı nötr olan mineralli sabunlar ile etkilenen ekstremite temizlenip kurulanır ve su bazlı nemlendiricilerle cilt bakımı yapıldı. Kompresyon tedavisinde kısa-çekişli, elastik olmayan bandajlar kullanılır. Cilt katlantıları arası pamuk ile dolduruldu ve fibröz dokuların gevşetilmesi amacıyla uygun sertlikteki lenfödem pedleri ekstremitenin şekline uygun modellenerek çok katlı bandaj uygulamasının altına yerleştirilir.

Kompresyon bandajı 

Kompresyon bandajı lenfödem tedavisinin ilk aşamalarında uygulanan ve ekstremitedeki ödemi azlatan bir tedavi şeklidir. Lenfödem tedavisinin ilk fazında bandaj manuel lenfatik drenaj sonrası 24 sat ekstermitede duracak şekilde uygulanır. Genelde çok katlı bandaj tercih edilir. Bandaj short-stretch yada low-stretch bandajlar hareket sırasında baskı yapar ama istirahat halinde baskı oluşturmaz. Bandaj uygulanıp hasta hareket ederken kas kontraksiyonları ile doku basıncı artar ve lenfatik akım hızlanır. Bandajın kendi etkileri yanında ödemi yumuşatması sayesinde lenfatik masajın etkinliğinide artırır. Tedavi ile lenfödem azaldığında idame tedavisi başlar ve bu aşamada hastanın uyanık olduğu saatlerde kompresyon giysisi (kolluk ya da çoraplar) kullanılır. Bazı hastalarda gece uyurken de kompresyon tedavisinden yararlanılabilir. Kompresyon için kullanılan materyalin hastaya uygun olması çok önemlidir ve her 3-6 ayda bir yenilenmelidir.  Standart banjajlara bir diğer alternatif ise Kinesio bandıdır. Bu bir bandaj olmayıp, oldukça elastik bir yapışkan bant olup, ekstremitelere uzunlamasına yapıştırılıp, longitunal planda germe yapar. Spor yaralanmalarında sıklıkla kullanılan bu ürünün meme kanseri sonrası lenfödemde short-stretch bandaj kadar etkin olduğu ama kullanımının daha rahat olduğu gösterilmiştir.

Kompresyon çorapları 

Kompresyon çorapları örülmüş elastik materyalden yapılmış olan ekstremiteye iki planda gerginlik sağlayan kolluk ya da çoraplardır. Distalden proksimale doğru basınç oluşturup, ödem sıvısının mobilizasyonunu sağlarlar. Genelde lenfödem tedavisinin ikinci evresinde kullanılır ve lenfödem tedavisinde kullanılan ürünler 20-50 mmHg basınç oluşturarak ödem sıvısının ekstremitede birikimini engellerler. Bazı lenfödemli hastalarda kişiye özel olarak hazırlanmaları gerekebilir. Bu çopraların her 3-6 ayda bir yenilenmesi gerekir.

Elevasyon 

Lenfödemli ekstremitenin basit elevasyonu bacakta şişliği özellikle erken evrelerde azaltır. Ancak uzun dönemde elevasyon tek başına yeterli değildir.

Egzersiz 

Lenfödemli hastalarda egzersiz önerilir ama dirence karşı tekrarlanan hareketler olan tenis, golf gibi sporlarına katılmaları istenmez. Egzersiz genel olarak kardiyovasküler sağlık ve yaşam kalitesi için olumlu etkileri olan bir aktivitedir. Randomize çalışmalarda haftada iki kez giderek artan ağırlıkları kaldırmaya dayanan 1 yıllık egzersizin meme kanseri sonrası stabil lenfödemi olan hastalarda kontrollere göre kol ve le semptomlarını azalttığı, kas kuvvetini artırdığı ve lenfödem ataklarını azalltığı gösterilmiştir. Egzersiz sırasında kompresyon giysisinin giyilmesi gereklidir.(15)

Yapılan bir çalışmada tedavisi devam eden meme kanserli bireylere uygulanan farklı tedavi yaklaşımları ile birlikte verilen kalistenik egzersizlerin fiziksel aktivite düzeyinin artmasına ve depresyon düzeyinin azalmasına katkı sağladığı bulunmuştur. Ek olarak, meme kanserli bireylerde cerrahi sonrası dönemde yapılan düzenli kalistenik egzersiz eğitimi ile kavrama kuvveti ve normal eklem hareketlerinde artma olduğu belirlenmiştir. (12)


[Resim: RmXtFM.png]

[Resim: jVIcO9.png]

[Resim: tK2b9R.png]

Erkeklerde Meme Kanseri

Erkeklerde meme kanseri, tüm meme kanserlerinin %1'ini ve erkeklerde görülen kanserlerin ise %0,1'ini oluşturur. Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı’nın verilerine göre Türkiye’de erkeklerde görülen tüm kanser türlerinin sadece %0,37'si meme kanseridir.(4)  Erkeklerde meme kanseri riski; özellikle erken yaşta meme kanseri tanısı konulan birinci derece akrabanın olması, prostat kanseri ve transseksüellerde olduğu gibi eksojen östrojen alınması, obezite, epididimit/orşit ve jinekomasti varlığı ile artmaktadır.(5)

Meme kanseri olan erkek hastaların tedavisi ise genellikle, kadın meme kanserli hastaların tanı ve tedavileri ile ilişkili bilgilere dayanır ve erkeklerde tedavi ile ilişkili literatür oldukça kısıtlıdır. Bununla birlikte, erkek hastaların çoğu, meme dokusu az olduğu için lumpektomi cerrahisinden ziyade aksillar lenf nodu diseksiyonu (ALND) veya mastektomi ile tedavi edilir(14).  Meme kanseri cerrahisi sonrası, kadınlarda olduğu gibi erkeklerde de enfeksiyon, kuvvet kaybı, omuz eklem hareket kısıtlılığı, uyuşma, ağrı, aksillar web sendromu (AWS) ve lenfödem gibi kısa ve uzun vadeli komplikasyonlar görülebilir (9).

Meme Kanseri Cerrahisi Sonrası Egzersiz Programı

[Resim: ebPYpz.png]
Rizzi, Samantha Karlla & Haddad, Cinira & Santolia, Patricia & Pinheiro, Thaís & Nazário, Afonso & Facina, Gil. (2016). Winged scapula incidence and upper limb morbidity after surgery for breast cancer with axillary dissection. Supportive Care in Cancer. 24. 10.1007/s00520-016-3086-5.


KAYNAKÇA

1. Ferlay J, Shin HR, Bray F, Forman D, Mathers C, Parkin DM. Estimates of worldwide burden of cancer in 2008:GLOBOCAN 2008. Int J Cancer. 2010;127(12):2893-917.
2. Özmen V. Türkiye’de meme kanseri ve 20000 hastanın analizi. İstanbul: Cinius Yayınları; 2013.
3. Kutluk T., Kars A. Meme kanseri, Sağlık Bakanlığı Kanser Savaş Daire Başkanlığı, Ankara,1998:73-76.
4. Yalaza M, İnan A, Bozer M. Male breast cancer. J Breast Health. 2016;12:1-8.
5. Fentiman I. Male breast cancer: a review. Ecancermedicalscience. 2009;3:140.
6. Ö. BÜYÜKAKINCAK, Y. AKYOL, Necati ÖZEN, Y. ULUS, F. CANTÜRK, B.TANDER, S. BÜYÜKAKINCAK, A. BİLGİCİ, Ö.r KURU , Meme Kanseri Cerrahisi: Üst Ekstremite İçin Bir Problem midir? Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı, Samsun, Türkiye,2013;59:304-
7. G. Mete Civelek,  Meme kanseri ile ilişkili lenfödemin el kas gücü, el fonksiyonları ve elde duyu kaybına etkisi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Kliniği, Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara, Turkey Cukurova ,Medical Journal 2016;41(2):208-216.
8. Suehiro S, Abe M, Takumi Y, et al. The clinical manifestations and treatment of male breast cancer: a report of three cases. Surg Case Rep. 2015;1:92.
9. Ibrahim R, Khalaf M, Elkerm YM, et al. Effect of direct myofascial release and kinesio tape on axillary web syndrome. J Med Sci. 2018;18:1-10.
10. Düger T, Atasavun, Uysal S. Kanser rehabilitasyonu. In: Karaduman A, Yılmaz ÖT, eds. Fizyoterapi rehabilitasyon. Ankara: Pelikan Yayıncılık; 2016: p. 505-17.
11. Fong DY, Ho JW, Hui BP, Lee AM, Macfarlane DJ, Leung SS, et al. Physical activity for cancer survivors: meta-analysis of randomised controlled trials. BMJ. 2012;344:e70
12. Kocamaz D, Düger T. Meme Kanserli Kadınlarda Farklı Tedaviler ile Birlikte Verilen Kalistenik Egzersizlerin Fiziksel Aktivite Düzeyi ve Depresyona Etkisi Turk J Physiother Rehabil. 2017; 28(3):93-99. doi: 10.21653/tfrd.340
13. Mathiowetz V, Weber K, Kashman N, Volland G. Adult norms for nine hole peg test of finger dexterity. Occup Ther J Res. 1985;5:24-38.
14. G. NAKİP, G. Nalan ÇINAR, C. GÜRŞEN, E. BARAN, E. ÜZELPASACI, S. ÖZGÜL, T. AKBAYRAK, Meme kanseri cerrahisi sonrası aksillar web sendromu ile birlikte herpes zoster enfeksiyonu ile tetiklenen üst ekstremite lenfödeminde fizyoterapi ve rehabilitasyonun etkinliği: vaka raporu, J Exerc Ther Rehabil. 2020;7(2):193-200
15. Prof. Dr. İbrahim CEYLAN, Lenf sistemi ve hastalıkları, Türk Cerrahi Derneği Yayınları - Mart 2016
Bul
Alıntı


Foruma Git:


Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar): 2 Ziyaretçi